
Sürdürülebilir Gelecek İçin Çağrı: Yeşil Mutabakat Nedir?
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı tüm dünyada çeşitli ortaklıklar, anlaşmalar ve eylem planları ortaya konuyor. Bunlardan biri de 2019 yılında Avrupa Birliği Komisyonu öncülüğünde imzalanan “Yeşil Mutabakat” anlaşması. Türkiye’nin de imzacısı olduğu bu anlaşma karbon nötr bir dünya yaratmak için hükümetlere etkili bir yol haritası sunuyor. Sadece hükümetlere mi? Şirketler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, akademik kurumlar, tüketiciler… Kısacası herkes Yeşil Mutabakat’ın hedeflerini benimseyerek sürdürülebilir bir ekonomi yaratılmasına katkıda bulunabilir.
Peki Yeşil Mutabakat tam olarak neyi amaçlıyor? Hangi eylem planlarını içeriyor? Bu konuda bize düşen roller nedir? Gelin şimdi bu soruların yanıtlarına birlikte göz atalım…
AB Yeşil Mutabakatı (Green Deal) nedir?
İklim nötr bir gelecek için Avrupa Birliği tarafından başlatılan bir girişimdir. AB ülkelerinin tümü tarafından imzalanmakla birlikte dünyadaki pek çok ülkeyi de içine alarak küresel bir dönüşüm gerçekleştirmeyi amaçlar. Öncelikli olarak 3 ana hedefe odaklanır. Bunlar:
- AB’yi 2050 yılına kadar iklim nötr bir kıta hâline getirmek
- Sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltmak
- 2030 yılına kadar AB'de 3 milyar ek ağaç dikimi gerçekleştirmek
Yeşil Mutabakat’ın stratejik hedefleri neler?
Yeşil Mutabakat fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, enerji verimliliğinin sağlanması, emisyon azaltımı ve sürdürülebilir teknolojilerin geliştirilmesi gibi çeşitli iyileştirme politikalarını içeriyor. Bu kapsamda geliştirilecek politika ve uygulamalar aşağıdaki 7 temel stratejiyle çerçeveleniyor:
- Temiz enerji üretimi
- Sürdürülebilir, çevreye saygılı üretim döngüleri
- Daha yeşil bir inşaat ve renovasyon sektörü
- Sürdürülebilir gıda politikaları (Tarladan sofraya)
- Kirliliğin ortadan kaldırılması
- Sürdürülebilir mobilite
- Biyoçeşitliliğin sürekliliği
Bu hedefler gerçekleşirse ne olur?
Bugünün ve gelecek nesillerin yaşamını iyileştirecek pek çok güzel gelişmeyle karşılaşırız.
- Hava, su, toprak, kısacası doğal kaynaklarımız daha temiz hâle gelir. Bu da biyoçeşitliliğin korunmasına katkı sağlar.
- Enerji verimliliği yüksek, sürdürülebilir binalarda yaşarız.
- Sağlıklı uygun fiyatlı gıdaların sayısı artar.
- Bireysel otomobillere karşı toplu taşıma kullanımı artar.
- Sürdürülebilir teknolojiler ve daha temiz enerji kullanımı yaygınlaşır.
- Onarılabilen, geri dönüştürülebilen, yeniden kullanılabilen uzun ömürlü ürünlerin sayısı artar.
- Enerji geçişiyle birlikte geleceğe dönük yeni kariyer fırsatları doğar.
- Küresel olarak rekabetçi ve çok daha dayanıklı bir endüstri yaratılmış olur.
SOCAR Türkiye olarak biz de AB Yeşil Mutabakatı’na karşı sorumluluklarımızın bilincindeyiz. Emisyon yoğun bir sektörde faaliyet gösterdiğimiz için atacağımızın her adımın doğa üzerindeki etkilerini düşünerek hareket ediyoruz. Bu kapsamda çevresel etkilerimizi azaltacak en yeni uygulamaları devreye alıyor, aynı zamanda bu uygulamaların geliştirilebilmesi için çeşitli Ar-Ge ve inovasyon faaliyetleri içerisinde yer alıyoruz.
Özetle AB Yeşil Mutabakatı (Green Deal) başta şirket ve hükümetler olmak üzere her birimize sürdürülebilir bir yaşamın yolunu açıyor. Bu yolu bildiğimize göre tüm insanlık ve çevre için çalışmak artık hepimizin ertelenemez bir görevi olmalı. Biz de bilinçle uygulamalarımızı ve hedeflerimizi sürekli olarak gözden geçirmeye ve enerji geçişine öncülük etmeye devam edeceğiz.