6 dk

Mavi Ekonomi nedir? Sürdürülebilir Kalkınmada Mavi Ekonomi Nasıl Fark Yaratabilir?

Sürdürülebilirlik 18.03.2024

Dünya iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak üzere yeni formüller geliştirmenin üzerinde çalışırken yaşam kaynaklarımızdan su giderek daha önemli bir başlık haline geliyor. Gündelik yaşamda su tüketiminin yanı sıra gezegende su kaynaklarının kullanımı sürdürülebilirlik çalışmaları içinde baş köşeye oturmuş durumda. Odak noktasına deniz ve okyanusları alan Mavi Ekonomi kavramı, sürdürülebilir kalkınmanın eşsiz parçalarından biri olarak kabul görüyor. Doğal kaynakların daha verimli ve sürdürülebilir bir şekilde kullanılmasını hedefleyen bu model, dünya ticaretinin yüzde 80’inin sağlandığı su kaynaklarının korunmasını önceleyerek gelecek nesiller için daha sürdürülebilir bir dünyanın anahtarını sunuyor.

Mavi Ekonomi nedir?

Sürdürülebilirlik dünyasının Steve Jobs’u kabul edilen ekonomist Gunter Pauli tarafından ortaya atılan Mavi Ekonomi kavramının temelleri 1994 yılına uzanıyor. Pauli, 200’e yakın vaka analizi üzerinden küresel ekonomide güçlü bir rakip olmanın deneyini yaparken okyanus ve denizleri daha iyi kullanarak hem çevreci hem de ekonomi alanında öncü olmanın yollarını arıyordu. ZERI adlı sıfır emisyon araştırmaları yapan girişimiyle, üreticilere, yalnızca daha yüksek kâr getirisi elde etmeyi değil, birden fazla fayda sağlayarak en iyiyi daha düşük fiyata sunmayı hedefleyen bir iş planı felsefesinin tasarısına başladı. Bu girişimin ardındaki felsefe, üzerinde uzun yıllar çalışılacak bir kalkınma projesine dönüşecekti.

Mavi Ekonomi, ZERI kapsamı altında ilk kez Kyoto Protokolü’nün kararlaştırıldığı COP3’te sunulduktan sonra Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası tarafından üzerinde sayısız çalışma yapılarak geliştirildi ve 2012 yılında Katar - Doha’da gerçekleşen İklim Değişikliği Zirvesi’nde tüm dünyaya duyuruldu. Buna göre dünya yüzeyinin yüzde 70’ini kaplayan su kaynaklarının potansiyelini daha iyi kullanmanın sürdürülebilir kalkınma açısından muazzam bir önemi olduğu sonucuna varıldı ve Mavi Ekonomi gezegenin yeni çıkış yolu olarak sunuldu.

“Dünya yüzeyinin yüzde 70’ini kaplayan su kaynaklarının potansiyelini daha iyi kullanmanın sürdürülebilir kalkınma açısından muazzam bir önemi olduğu sonucuna varıldı.”

Su kaynakları neden önemli?

Uzun yıllar yalnızca sıcaklık farkı ve atmosferde olup bitenler üzerinden ilerleyen iklim değişikliği tartışmaları nihayet yapılan çalışmalarla dar görüşlü bir tutum olmaktan çıktı. Bilim insanlarının, gezegenin ısısını yeniden dağıtarak sıcaklık farkını dengeleyen yegâne dolaşım sisteminin okyanuslar olduğunu hatırlatmasıyla ortaya çıkan Mavi Ekonomi, daha adil ve sürdürülebilir bir gezegen için su kaynaklarının hayati önem taşıdığını söylüyor. Bu hayati önem, su kaynaklarının dünyaya sağladığı şu faydalardan ileri geliyor diyebiliriz:

  • Dünyanın yüzde 70’ini kaplayan deniz ve okyanuslar, yaşayan tüm canlıların ihtiyaç duyduğu oksijenin yarısını üretiyor.
  • Okyanuslar, insan faaliyetleriyle atmosfere salınan karbondioksitin yüzde 25’inden fazlasını depoluyor.
  • Balıkçılık, su ürünleri yetiştiriciliği ile her yıl 60 milyon civarında istihdam olanağı yaratıyor.
  • Limanlar ve tersanelerle lojistik alanında istihdam sağlarken turizm alanına da hizmet ediyor.
  • Dünya nüfusunun yarısına besin kaynağı sunuyor.
  • Gelgit olayları, dalga ve deniz rüzgarlarından faydalanılarak üretilen Hidrokinetik enerjisi ile çevreci bir enerji kaynağı sağıyor.

“Bilim insanlarının, gezegenin ısısını yeniden dağıtarak sıcaklık farkını dengeleyen yegâne dolaşım sisteminin okyanuslar olduğunu hatırlatmasıyla ortaya çıkan Mavi Ekonomi, daha adil ve sürdürülebilir bir gezegen için su kaynaklarının hayati önem taşıdığını söylüyor.”

Mavi Ekonomi ne fayda sağlayacak?

Dünya üzerindeki her ülke, ekonomik büyümenin, iyileştirilmiş geçim kaynaklarının ve gelişmiş istihdam olanaklarının arayışındayken Mavi Ekonomi, daha geniş bir perspektiften bakarak çözüme doğal kaynakların potansiyelini koruyup doğru şekilde kullanarak ulaşabileceğimizi söylüyor. Gezegenimizde biyoçeşitliliğin yaklaşık yüzde 80’ine ev sahipliği yapan okyanusların, doğal karbon yutağı olma özelliğiyle iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmadaki kritik öneminin altı çiziliyor.

Dünya üzerindeki en geniş ekosistem olması sebebiyle deniz ve okyanusların sürdürülebilirliğini sağlayacak tüm ekonomik faaliyetler ve bununla birlikte ortaya çıkan yaklaşımlar ve ilgili politikaları benimseyen Mavi Ekonomi modeli, her geçen gün yapılan çalışmalarla genişletilirken 2030 için de spesifik hedeflerle ilerlemeye devam ediyor.

“Gezegenimizde biyoçeşitliliğin yaklaşık yüzde 80’ine ev sahipliği yapan okyanusların, doğal karbon yutağı olma özelliğiyle iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmadaki kritik öneminin altı çiziliyor.”

Dünya nasıl önlem alıyor?

Avrupa Birliği ülkeleri, Mavi Ekonomi kavramını ilk benimseyenlerden olduğundan okyanus enerjisi teknolojisinde küresel lider pozisyonundalar. 2050 yılına kadar elektriğinin yüzde 35’ini su kaynaklarından üretmeye odaklanmış olan AB ülkeleri, sürdürülebilir balıkçılık çalışmalarının yanı sıra ekosistemin sağlığı ve kirlilik önlemleri konusunda da öncü yöntemler geliştiriyor.

2030’a kadar deniz koruma alanlarını mevcut olan yüzde 11’den yüzde 30’a çıkarmayı hedefleyen Avrupa Birliği’nin yanı sıra Birleşmiş Milletler de okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak ve sürdürülebilir şekilde kullanmak olarak tanımladığı 14 numaralı Sürdürülebilir Kalkınma Amacını “Sudaki Yaşam” olarak belirlemiş bulunuyor.

Türkiye, Akdeniz’in Mavi Ekonomi öncüsü

Mavi Ekonomi açısından jeopolitik konumuyla Akdeniz ülkeleri arasında önemli bir yere sahip olan Türkiye de inovatif teknolojiler ve farkındalık çalışmalarıyla kendi rotasını çiziyor. Su ürünleri sektörünü son 30 yılda yüzde 10-15 oranında genişleten Türkiye, Çin ve Hindistan’dan sonra dünyada üçüncü sırayı alırken; liman ve tersanelerin yanı sıra yat turizmine de yatırım yaparak turizm gelirinin yüzde 20’sini kıyılarından sağladı. Bu ekonomik adımların yanı sıra sayısız kampanya ve farkındalık çalışmasıyla iklim değişikliğinin biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkileri hakkında toplumsal bir bilinç oluşturulması yolunda çaba harcanıyor.

SOCAR Türkiye’nin Mavi Ekonomi çalışmaları nelerdir?

SOCAR Türkiye olarak, Türkiye’de çevresel duyarlılık ve sürdürülebilir bir dünya için yaptığımız gönüllü faaliyetlerle öne çıkıyor, Mavi Ekonomi alanında da yaptığımız çalışmalarla fark yaratıyoruz. 2023 yılında Bursa Büyükşehir Belediyesi’yle koordineli gerçekleştirdiğimiz etkinlikle Marmara Denizi’nin deniz salyası sorununa karşı yapılan temizlik çalışmalarına destek olduk. Uzun yıllardır faaliyetleriyle deniz temizliğinde deneyimli SOCAR Türkiye çalışanlarından oluşan SOCAR Türkiye Gönüllüleri Bursagaz çevre takımının gerçekleştirdiği proje, bölgenin ekosisteminde fark yaratan bir etkinliğe imza attı. Müsilaj nedeniyle görüş açısının maksimum 1 metre olduğu Marmara Denizi’nde 18 metre derinliğe tüplü dalış yaparak sualtında derin temizlik yapan ekip, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin müsilaj müdahale aracıyla su yüzeyini de atık ve çöplerden arındırdı.

SOCAR Türkiye olarak doğal kaynakların korunması konusunda yaptığımız çalışmalarla ayrıcalıklı bir yere sahibiz. Ülkemizin Mavi Ekonomisine katkı sağlayacak projelerimizle de bu alandaki lider kimliğimizi korumaya devam ediyoruz. Topluma ve doğaya karşı sorumluluklarımızın bilincinde ve temiz bir geleceğe olan güçlü inancımızla, faaliyet gösterdiğimiz bölgelerden başlayarak tüm dünyada sürdürülebilir gelişimi teşvik etmek amacıyla sosyal, ekonomik ve çevresel etkilerimizi etkin bir şekilde yönetmeye odaklanıyoruz.

Bugünün enerjisiyle daha güzel yarınlar için çalışıyoruz.

Sosyal Medyada Paylaş

Bağlantı panoya kopyalandı
Etiketler:

İlginizi Çekebilir

5 dk
COP29: İklim Mücadelesinin Bir Diğer Büyük Adımı da Bakü’de Atıldı
Sürdürülebilirlik 12.4.2024

COP29: Bakü’de İklim Mücadelesi İçin Büyük Adım

Küresel anlamda iklim değişikliği mücadelesinin sembol orga ...

Devamı

6 dk
Mavi Ekonomi nedir? Sürdürülebilir Kalkınmada Mavi Ekonomi Nasıl Fark Yaratabilir?
Sürdürülebilirlik 18.03.2024

Dünya iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak üzere yeni formüller geliştirmenin üzerinde çalışırken yaşam kaynaklarımızdan su giderek daha önemli bir başlık haline geliyor. ...

Devamı

5 dk
Sürdürülebilir Bir Gelecek için Doğal Gazı Nasıl Tasarruflu Kullanabiliriz?
Sürdürülebilirlik 7.03.2024

Dünyamızın enerji ihtiyaçları giderek artıyor. Bu nedenle sürdürülebilir ve verimli bir enerji kullanımı her zamankinden daha kritik hale geliyor. Kış ...

Devamı

7 dk
SOCAR Türkiye Gönüllüleri’nden Katma Değer Yaratan Sosyal Sorumluluk Projeleri
Sürdürülebilirlik 20.02.2024

Toplumu, çevreyi ve çevremizdeki tüm canlıları desteklemek için 500’e yakın çalışanımızın gönüllü katılımıyla hayata geçirdiğimiz SOCAR Türkiye Gönüllüleri platformu olarak, 202 ...

Devamı