
Sürdürülebilirlikte Risk Yönetimi Neden Önemli?
Riskler iş dünyasında kayıplara neden olabildiği gibi bazı fırsatları da beraberinde getiriyor. Çevresel, sosyal ve yönetişim alanında iyi performans göstermek isteyen şirketlerin öncelikleri arasında yer alan risk yönetiminin şirketlerin sürdürülebilirliğini sağlamasında rolü büyük. Sürdürülebilirlik de günümüz iş dünyasında stratejik öneme sahip bir kavram. Şirketlerin uzun vadeli fırsat ve riskleri gözeterek bir vizyon çerçevesi oluşturması hem sürdürülebilirlik hem de risklerin düzenli bir şekilde yönetilmesi açısından önemli. Peki risk yönetimi nedir, sürdürülebilirlik için neden önemlidir?
Risk yönetimi nedir?
Teknoloji odaklı dünyamızda tüm iş liderlerinin sahip olması gereken hayati bir araç olan bu kavram, bir işletmeyi olumlu veya olumsuz etkileyebilecek potansiyel riskler hakkındaki verileri, bu riskleri azaltmak ve yönetmek için kullanmak anlamına gelir. Sürdürülebilirlik de dahil olmak üzere finansal, hukuki, iş sağlığı, güvenliği ve çevre gibi birçok alanda rol oynayan bu kavram, riskleri gerçekleşmeden önce anlamayı, azaltmayı, dayanıklılık ve dolayısıyla sürdürülebilirlik oluşturmayı sağlar. Kurumsal yönetimin vazgeçilmez bir parçası olan risk yönetimi, reaktif olmaktan ziyade proaktif davranarak gelecekteki sonuçları mümkün olduğunca kontrol etmeye çalışmak anlamına gelir. Bu nedenle risklerin etkin bir şekilde yönetilmesi, hem riskin oluşma olasılığını hem de potansiyel etkisini azaltma fırsatı sunar. Bunun etkin bir şekilde yönetilmesinin yolu riskleri değerlendirmek ve çözmekten yani risk analizinden geçer. Mevcut riskleri belirlemek, değerlendirmek, uygun bir çözüm sunmak ve belirlenen riskler için önleyici mekanizmalar geliştirmek risk analizinin başlıca adımları arasında.
Risklerin yönetilmesi sürdürülebilirlik için neden önemli?
Risklerin yönetilmesi ve sürdürülebilirlik çabaları birlikte iyi bir şekilde eşleşir. Çünkü risk yönetimi, bir şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanında performansının yönetimine ve bunun Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) üzerindeki etkisine yönelik sistematik bir yaklaşım sunar. Yöneticilerin şirketlerinin sürdürülebilirlikle ilgili önceliklerinin yönetimini iş modellerine ve değer zincirlerine yerleştirmelerine olanak tanır. Bir şirketin ESG ölçütlerini belirlemesine, uygun çözümleri tasarlamasına, gelişmeyi ölçmesine ve kontrol etmesine, böylece zaman içinde ESG performansını artırmasına yardımcı olabilen risk yönetimi ile genellikle bir şirketin önümüzdeki bir ila beş yıl içinde karşılaşacağı risklere bakılır ve aynı araçlar sürdürülebilirliği desteklemek için daha uzun vadeli kullanılabilir. Böylece şirketler sadece hissedarlara değil, paydaşlara da fayda sağlayabilir. Sürdürülebilirlik; işletmeleri finansal, çevresel, sosyal ve insani etkiler açısından esneklik ve uzun vadeli değer yaratımı sağlayan kararlar almaya teşvik eder. Sürdürülebilirlik riski ise, gerçekleşmesi durumunda şirket üzerinde önemli olumsuz etkilere neden olabilecek belirsiz sosyal veya çevresel olay veya durumdur. Bununla birlikte değişen sosyal veya çevresel faktörler nedeniyle bir kuruluş için mevcut olabilecek fırsatları da içerir. Bu açıdan bakıldığında risk yönetiminin sürdürülebilirliğin önemli bir parçası olduğunu söyleyebiliriz. Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırladığı Küresel Riskler Raporu 2022’ye göre en önemli ve uzun vadeli riskler iklim riskleri ile ilgili. Bu, şirketlerin risk yönetimini sürdürülebilirlikle de ilişkilendirerek gerçekleştirmeleri anlamına geliyor.
“Risk yönetimi, bir şirketin çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) alanında performansının yönetimine ve bunun Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) üzerindeki etkisine yönelik sistematik bir yaklaşım sunar.”
SOCAR Türkiye’nin risk yönetim politikası
SOCAR Türkiye olarak faaliyetlerimiz sırasında karşılaştığımız birçok fırsat olduğu gibi maruz kalabileceğimiz stratejik, finansal, operasyonel, hukuki ve benzeri birçok riskin de mevcut olduğunun farkındayız. Bu yüzden hedeflerimize ulaşmamıza ve sürdürülebilir gelişimimize etki edebilecek bu belirsizliklerle birlikte elde edilebilecek fırsatları da erken tespit edip sistematik bir şekilde yönetmemiz gerekiyor. Bu amaçla bünyemizde oluşturduğumuz kapsamlı bir kurumsal risk yönetim modeli ile şirketimiz genelinde risklerin yönetimi süreci, Riskin Erken Saptanması Komitesi’nin gözetiminde, Grup Risk Komitesi tarafından alınan kararlar çerçevesinde bu süreçlerden sorumlu uzmanlar tarafından yönetiliyor. Risk Yönetimi Birimimiz, ISO 31000 Risk Yönetimi başta olmak üzere, uluslararası standartlara da uygun olarak tüm grup şirketlerimize üst yönetim ve birim bazında destek sağlayabilmesi amacıyla organizasyon içerisinde merkezileşmiş şekilde, Yönetim Kurulu’muza bağlı olarak çalışıyor. Böylece çalışmalarımızın verimliliğini, objektifliğini ve bağımsızlığını güvence altına alıyoruz.
SOCAR Türkiye olarak, bir iç kontrol rehberi olan COSO (Committee of Sponsoring Organizations) rehberini ve dünya çapındaki iyi örnekleri baz alarak oluşturduğumuz Çevresel, Sosyal ve Yönetişim Risk Kayıt Listesi ile sürdürülebilirlik risklerini inceliyoruz. 2021 yılı risk yönetiminden yola çıkarak, küresel trendler ve sektörel ihtiyaçların da tetiklemesiyle oluşabilecek iklim değişikliği kaynaklı risklerin zamanında ve etkin şekilde yanıtlanmasına yönelik spesifik risk yönetimi süreci geliştirdik. 2022 yılında ise, iklim değişikliği risklerinin tespit edilerek muhtemel etkilerinin ve gerekli aksiyonların belirlenmesine odaklanacağız.