
31 Ekim Dünya Tasarruf Günü: Sürdürülebilir Bir Gelecek için İşletmelerde Tasarrufun Önemi
Dünyamız kısıtlı kaynaklara sahip. Bu kaynakların yenilenmesi için de zamana ihtiyaç var. Son yıllarda nüfus artışı ve iklim krizinin etkileriyle yaşanan bölgesel kıtlıklar, hepimizi tasarruflu davranmaya teşvik ediyor. Enerji verimliliği, atık yönetimi gibi sürdürülebilirlik çalışmaları da temelde tasarruflu olmayı amaçlıyor. Çünkü başka dünya yok!
31 Ekim Dünya Tasarruf Günü, 1924 yılında gerçekleşen Uluslararası Tasarruf Kongresi’nde kabul edildi. O yıllarda tasarruf, ülkenin ve toplumun olgunluk seviyesinin bir göstergesi olarak kabul görüyordu. Yaşanan salgınlar, aşırı iklim olayları ve savaşlar, toplumlarda tasarruf bilincinin yaygınlaşmasını hızlandırdı. Bu gün, insanları tasarruflu olmaya teşvik etmek ve toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla her yıl kutlanıyor.
İklim krizine karşı tasarrufun önemi
Günümüzde iklim değişikliğinin etkileri oldukça geniş bir alanda hissediliyor. Yaklaşık 3,5 milyar insan, iklim krizine karşı oldukça savunmasız koşullarda yaşıyor. Bu noktada tasarrufun önemi yeniden gündeme geliyor. Çünkü geçen bir asırlık sürede tasarrufa olan ihtiyaç, adeta bir zorunluluğa dönüştü. Doğaya olan etkilerimiz, acil olarak engel olunması veya önlem alınması gereken durumları ortaya çıkardı. Aşırı ve ihtiyaç dışı tüketim alışkanlıklarımız, doğal kaynakların israfına ve çevresel etkilerimizin artmasına neden oluyor. Öte yandan işletmeler de faaliyetlerinin doğası gereği çevresel etkilere sahip. Dolayısıyla tasarruflu olmak işletmelerin gündemlerinde önemli bir yer tutuyor. Öte yandan sürdürülebilirlik açısından da çeşitli faydalar sağlıyor. Gelin bu faydalara yakından bakalım.
İşletmeler için tasarrufun faydaları
Sürdürülebilirlik çalışmaları kapsamında yürütülen projeler, aslında tasarruf yapmaya odaklanır. Çünkü iklim kriziyle mücadelede doğal kaynakların verimli kullanılması ve çevresel etkilerin en aza indirilmesi kritik önem taşıyor. Bu kapsamda ham maddeye ulaşımdan atık yönetimine kadar işletmelerin tasarruf ederek sağladığı bazı faydalar şöyle:
Enrji ve kaynak vereimliliği
En başta enerji ve kaynak verimliliğini sayabiliriz. Bu sayede hem işletmenin çevresel etkileri azalır hem de maliyetlerin düşmesi mümkün olabilir. En az kaynakla en yüksek verimi almak amacıyla çalışmalar yürütülebilir. Örneğin aydınlatma için LED kullanmak basit ama etkili bir tasarruf yöntemi olabilir. Bu tür önlemlerin süreçlere dahil edilmesi işletmenin verimliliğini artırabilir. Ayrıca atık yönetiminin sağlanması ve geliştirilmesi de çevresel etkilerin azalmasına katkı sağlayabilir. Atık karbonun yeniden kullanılabilir malzemelere dönüştürülerek süreçlere dahil edilmesi de tasarruf sağlayıcı işlemlerden sayılabilir.
İş süreçlerini iyileştirme
İşletmeler için her sürecin ayrı bir maliyeti vardır. Bu maliyet, zaman ve kaynak açısından değerlendirilip azaltılabilir. Süreçlerde yapılacak iyileştirmeler, işletmelere önemli tasarruf imkânları sunabilir. Otomasyon, envanter yönetimi ve veri analitiği gibi alanlarda atılacak adımlar, işletmenin maliyetlerin azalmasına ve verimliliğin artmasına fayda sağlayabilir. Öte yandan tedarik zincirinde yapılacak iyileştirmelerle hem işletmenin hem de paydaşlarının daha tasarruflu olması mümkün.
“Tedarik zincirinde yapılacak iyileştirmelerle hem işletmenin hem de paydaşlarının daha tasarruflu olması mümkün.”
Sosyal sorumluluk
İşletmelerin topluma karşı sorumluluklarının bilincinde olması da önemli. Çevresel etkilerin azaltılması ve tasarruf çalışmalarının yanı sıra sosyal sorumluluk çerçevesinde çalışanlar ve toplum tasarrufa teşvik edilebilir. İşletme öncülüğünde hazırlanacak gönüllülük ve eğitim gibi projelerle toplumsal farkındalığın artması sağlanabilir. Bu, sürdürülebilir gelecek için önemli adımlardan biri. Diğer yandan çalışanlara tasarruf konusunda verilecek eğitimler, işletmenin mali başarısına da olumlu etkiler yapabilir.
Yeşil teknoloji yatırımları
Günden güne gelişen teknoloji, işletmelerin verimliliklerini artıran faktörlerin başında geliyor. Bu alandaki yatırımların çevre dostu yeşil teknolojilere yapılması enerji ve kaynak verimliliğini artırabilir. Yeşil teknolojiler, karbon emisyonlarının azaltılması, etkili atık yönetimi, yenilenebilir kaynakların kullanımı gibi birçok alanda yenilikçi çözümler sunuyor. Bu özelliğiyle de işletmeler için çevresel etkilerin azaltılmasında kritik bir rol oynayabilir.
Bugünün sorumluluğuyla, aydınlık yarınlara
SOCAR Türkiye olarak doğaya ve topluma karşı sorumluluğumuzun farkındayız. Faaliyetlerimiz sonucunda doğal olarak meydana gelen çevresel etkileri en aza indirmek için durmaksızın çalışıyoruz. Karbonsuzlaşma stratejimiz kapsamında net sıfıra ulaşmak amacıyla yeni teknolojilere yatırım yapıyoruz. 2025’e kadar karbon emisyon miktarını yıllık ortalama %1 azaltmayı amaçlıyoruz. Bunun için enerji verimliliği, elektrifikasyon ve kaynak yönetimi alanlarında tasarruf çalışmalarımızı hayata geçiriyoruz.
Hedefimiz 2035 yılı itibarıyla %40 emisyon azaltımı sağlamak ve 2050 yılı itibarıyla net sıfır emisyona ulaşmak. Sürdürülebilirlik odaklı 56 projemiz ile 2022 yılında 29 bin MW elektrik, 17 bin ton doğal gaz, 16 bin ton fuel gaz ve 108 bin ton su tasarrufu sağladık.
SOCAR Türkiye olarak karbon ayak izini hesaplamak ve raporlamak için başlattığımız Green Meter projesi ile karbon emisyonlarını kaynak ve tesis bazında ölçümlüyoruz. Enerjisini yeşil enerjiden sağladığımız genel merkez binalarımız ve depolama tesislerimiz gibi toplam 22 tüketim noktasının karbon emisyonlarını SOCAR Green Meter Portalı ile takip ediyoruz.
Grup şirketlerimiz ile saklama süresi dolan 62 ton kâğıdı geri dönüşüme kazandırarak 1.056 ağacın kesilmesini önledik. Buradan elde edilen gelirle Ege Orman Vakfı’na 10 bin fidan bağışladık. Yarınlarımız için çalışan, üreten, düşünen SOCAR Türkiye Gönüllüleri’nin katılımıyla Menemen’de ağaç dikim etkinliği düzenledik. Bu alan SOCAR Türkiye Gönüllüleri Hatıra Ormanı’na dönüştü. Tüm süreçlerimizde tasarrufu önceleyerek sürdürülebilir gelecek için sektöre öncülük ediyoruz. Bugünün enerjisiyle daha güzel yarınlar için çalışıyoruz.