5 dk

Sürdürülebilir Dönüşümde Adil Geçiş Nedir?

Sürdürülebilirlik 02.10.2022

İngilizcede “Just transition” olarak söylenen “adil geçiş” yeni bir kavram olmasına rağmen oldukça popüler olmaya başladı. Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) “Adil Geçiş için Yönergeleri”, bu kavram için küresel bir anlayış oluşturdu. ILO’nun “iyi yönetilmesi ve herkes için insana yakışır iş, sosyal içerme ve yoksulluğun ortadan kaldırılması hedeflerine katkıda bulunması gereken çevresel açıdan sürdürülebilir ekonomiye doğru bir süreç” olarak tanımladığı adil geçiş nedir gelin daha yakından bakalım.

Adil geçiş ne demek? Bu kavram ne zaman ortaya çıktı?

İklim değişikliği, kirlilik ve hızla azalan biyoçeşitlilik gibi acil çevresel zorluklarla mücadele etmek için ulusların ve işletmelerin daha yeşil, esnek ve iklim açısından nötr ekonomilere ve toplumlara geçiş yapması gerekiyor. Küresel ortalama sıcaklık artışını 1,5°C’de sınırlamaya paralel olarak, ekonomilerimizi karbondan arındırmak için sürdürülebilir, yeşil ve kapsayıcı ekonomik büyüme sağlamayı amaçlıyoruz. İşte burada karşımıza adil geçiş kavramı çıkıyor. İskoçya’daki Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda bildirge olarak kabul edilen bu kavram; net sıfır emisyonlu ekonomilere geçişte hiç kimsenin, özellikle de karbon yoğun sanayi ve üretime dayalı sektör, kent ve bölgelerde çalışanların geride bırakılmaması gerektiğini savunuyor. 1980’lerde ortaya çıkan ve kökleri işçilere, toplum sağlığına ve gezegene zarar veren endüstrileri aşamalı olarak devre dışı bırakma gereğini gören işçi sendikalarının ve çevresel adalet inisiyatiflerinin çalışmalarına kadar dayanan bu kavram, yenileyici bir ekonomiye geçiş için vizyona dayalı ve birleştirici bir dizi ilke, süreç ve uygulamadan oluşuyor. Sağlıklı bir ekonomi ve temiz bir çevrenin bir arada var olabileceği ve olması gerektiğini savunan adil geçiş kavramı, ekonomiyi “herkes için” mümkün olduğunca adil ve kapsayıcı bir şekilde yeşil hale getirmek, insana yakışır iş fırsatları yaratmak ve kimseyi geride bırakmamak anlamına geliyor. Burada adaletin sağlanacağı 3 ana ayak olan iklim, enerji ve çevre konuları karşımıza çıkıyor. Yani adil geçişin, enerjiyi iklim ve çevresel adaletle bir araya getirdiğini söyleyebiliriz. Nasıl mı? Basitçe açıklamak gerekirse; iklim değişikliği ile mücadelede emisyonların azaltılması uygulamalarının ve sürdürülebilir kalkınma politikalarının rolü büyük. Bunların yanı sıra iklim adaletinin sağlanması da önemli, yani insan mağduriyetinin önlenmesi için alınan önlemler de adil geçiş kavramının içinde yer alıyor. Kısacası adil geçiş için net sıfır emisyon yolunda yeşil büyüme, insana yakışır iş ve ekonomik refah gerekiyor.

Sağlıklı bir ekonomi ve temiz bir çevrenin bir arada var olabileceği ve olması gerektiğini savunan adil geçiş kavramı, ekonomiyi “herkes için” mümkün olduğunca adil ve kapsayıcı bir şekilde yeşil hale getirmek, insana yakışır iş fırsatları yaratmak ve kimseyi geride bırakmamak anlamına geliyor

Neden adil geçişe ihtiyacımız var?

Bu kavram yeşil ekonominin işlevsel hale gelebilmesi, doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde yönetilmesi, enerji verimliliğinin artırılması ve israfın azaltılmasının yanında sosyal adaletin teşvik edilmesini, yoksulluk, eşitsizlik ve cinsiyet eşitsizliklerini de içeriyor. Sosyal hedeflere ulaşmak için birçok fırsat sunan adil geçiş, düşük, orta ve yüksek gelirli ekonomilerde sürdürülebilir bir büyüme için potansiyele sahip. Yani yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ve sosyal içermeye önemli ölçüde katkıda bulunabilecek yeşil işlerin üretilmesi için gerekli zeminin hazırlanmasında rolü büyük. Kısaca adil geçiş olmadan, gelecek nesillerin refahı için gerekli olan düşük karbonlu, çevresel açıdan sürdürülebilir bir ekonomiye ulaşamayabiliriz.

Enerji geçişinde adil bir dönüşüm neden önemli?

İnsan merkezli adil bir enerji geçişi, enerji sisteminin mevcut ve gelecekteki zorluklarını ele almak için kritik öneme sahip. Enerji geçişi, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenen bir dünyanın maliyet ve faydalarının adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak anlamına geliyor. Aslında sadece teknolojiyle veya yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişle ilgili değil, daha da önemlisi toplumsal ve kurumsal değişimle ilgili karmaşık bir dönüşüm sürecini ifade ediyor. Bununla birlikte enerji geçişi için yenilenebilir enerjinin yanında karbonsuzlaşma da devreye giriyor. Düşük karbonlu enerji geçişleri, ekonomik faktörler veya sağlıkla ilgili kaygılar nedeniyle birçok ülkede zaten gerçekleşiyor, aynı zamanda iklim değişikliği politikalarıyla destekleniyor ve hızlandırılıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun Enerji Dönüşümü Endeksi 2022 de, yenilenebilir enerji geçişinde karbonsuzlaşmanın önemini kabul ediyor. En son Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) Raporu, küresel CO2 emisyonlarının benzeri görülmemiş seviyelerde artmaya devam ettiğini ve insanlığı ciddi şekilde etkilediğini vurguladı. Yani enerji geçişini hızlandırmak, bu krize karşı koyma hedeflerimizi artırmada kilit bir faktör. Ayrıca, sürdürülebilir bir enerji geçişi için adil bir dönüşüm gerekiyor. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın (SKA) 7. maddesi “Erişilebilir ve Temiz Enerji”ye göre, “kimseyi geride bırakmamak” olarak bilinen enerji geçişini uygularken evrensel enerji erişimini sağlamalıyız.

SOCAR Türkiye’nin bu kapsamdaki taahhütleri

SOCAR Türkiye olarak, tüm SKA’ları desteklemekle birlikte paydaşlarımız ile yaptığımız diyaloglar ve ulusal ve uluslararası sektör birliklerinin belirlediği küresel standartlardan da faydalanarak 8 adet öncelikli SKA belirledik. Bunların arasında yer alan 7. madde “Erişilebilir ve Temiz Enerji” ve 8. madde “İnsana Yakışır İş ve Ekomomik Büyüme” adil geçiş için kritik öneme sahip. Sürdürülebilir enerjiye geçiş sırasında, ortaya koyduğumuz yeni düzenlemelerden etkilenebilecek tüm paydaş ve müşterilerimizle ortak hareket etmeyi taahhüt ediyoruz. Alternatif enerji kaynak kullanımından, karbonsuzlaşma stratejimize kadar yürüttüğümüz tüm faaliyetlerimizde “kimseyi geride bırakmamak” yaklaşımıyla hareket ediyor, paydaş gruplarımızın geçim kaynaklarını gözeterek sonuca ilerliyoruz. Sorumlu bir işveren olarak insan kaynağımızın desteğini daima arkamıza almayı önemsiyor, doğabilecek istihdam kayıplarının önüne geçecek bir süreç yönetimi sağlayacağımızı garanti ediyoruz. Sürdürülebilirlik vizyonumuz doğrultusunda ise; sera gazı emisyonlarından kaynaklanan iklim değişikliği risklerini önlemek, iş modelimizi enerji geçişine uyarlamak ve bu geçişin getirdiği fırsatları yakalayarak sektörde öncü pozisyonumuzu korumak için sürdürülebilirlik stratejileri geliştiriyoruz. Bu stratejiler doğrultusunda da emisyon azaltımı ve iklim değişikliği ile ilgili hedeflerimizi belirliyoruz.

Sosyal Medyada Paylaş

Bağlantı panoya kopyalandı
Etiketler:

İlginizi Çekebilir

5 dk
COP29: İklim Mücadelesinin Bir Diğer Büyük Adımı da Bakü’de Atıldı
Sürdürülebilirlik 12.4.2024

COP29: Bakü’de İklim Mücadelesi İçin Büyük Adım

Küresel anlamda iklim değişikliği mücadelesinin sembol orga ...

Devamı

6 dk
Mavi Ekonomi nedir? Sürdürülebilir Kalkınmada Mavi Ekonomi Nasıl Fark Yaratabilir?
Sürdürülebilirlik 18.03.2024

Dünya iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak üzere yeni formüller geliştirmenin üzerinde çalışırken yaşam kaynaklarımızdan su giderek daha önemli bir başlık haline geliyor. ...

Devamı

5 dk
Sürdürülebilir Bir Gelecek için Doğal Gazı Nasıl Tasarruflu Kullanabiliriz?
Sürdürülebilirlik 7.03.2024

Dünyamızın enerji ihtiyaçları giderek artıyor. Bu nedenle sürdürülebilir ve verimli bir enerji kullanımı her zamankinden daha kritik hale geliyor. Kış ...

Devamı

7 dk
SOCAR Türkiye Gönüllüleri’nden Katma Değer Yaratan Sosyal Sorumluluk Projeleri
Sürdürülebilirlik 20.02.2024

Toplumu, çevreyi ve çevremizdeki tüm canlıları desteklemek için 500’e yakın çalışanımızın gönüllü katılımıyla hayata geçirdiğimiz SOCAR Türkiye Gönüllüleri platformu olarak, 202 ...

Devamı