
Plastik Atıkların Kimyasal Yöntemlerle Geri Dönüşümü
Plastikler başta imalat sanayi olmak üzere birçok sektörün temel girdisini oluşturuyor. Fakat bunun yanında doğaya karışması en zor olan maddelerden biri. Bilimsel kaynaklara göre doğada çözünmesi 500 yılı bile bulabiliyor. Diğer yandan plastiğe olan talebin çok yoğun olması nedeniyle her yıl yaklaşık 8 ila 10 milyon metrik ton plastik atığın okyanusa karıştığı söyleniyor. Plastik kirliliğinin hızla artması ise başta su ve toprak kirliliği olmak üzere tarımda verimsizleşme, biyoçeşitlilik kaybı, besin zincirinin bozulması, zararlı organizmaların açığa çıkması gibi sonuçlara yol açıyor. Öyle ki 2050 yılına kadar atık plastiğin denizlerdeki tüm balıklardan daha fazla olacağı belirtiliyor.
Geleceğimizi riske atan bu etkiler elbette hükümet ve şirketlerin de gündeminde. Topluma ve dünyaya karşı sorumluluklarının bilinciyle hareket eden iş dünyasının önemli oyuncuları ve resmî kurumlar Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı rehber alarak plastik kirliliğinin önüne geçmeyi amaçlıyor. Kurum kültürü içerisinde sıfır atık prensibini benimsiyor, ar-ge ve inovasyon çalışmalarına ağırlık vererek faaliyet alanları içerisinde sürdürülebilir teknolojilere yatırım yapıyorlar.
Hem Sıfır Atık Hem Geri Dönüşüm
Plastikler inşaat, tarım, dayanıklı tüketim malları, otomotiv ve elektronik olmak üzere başta imalat sektörü ve ambalaj malzemesi olarak da gıda ve hizmet sektöründe temel bir hammadde konumunda. Bu nedenle plastik kirliliğine karşı ortaya konan mücadelede risklerin önlenmesi kadar fırsatların değerlenmesi de oldukça önemli.
Sıfır atık projelerinin yanı sıra plastik atıkların geri dönüştürülmesini mümkün kılan teknolojilere ağırlık verilmesi fosil yakıtlara ve diğer kaynaklara olan talebi azaltacağı gibi döngüsel ekonomiye de önemli ölçüde katkı sağlıyor. Ayrıca plastik tedariğinde ülkelerin dışa bağımlılığını azaltırken, dönüştürülmüş plastikler için de yeni pazar imkanları yaratabiliyor.
Plastik geri dönüşümünde öne çıkan yöntemler neler?
Atık konumundaki plastiklerin sürdürülebilir yöntemlerle yeniden kullanılabilmesinin ülke ekonomisine değer kazandıracağı kuşkusuz. Bunun için ayırma, öğütme, yıkama, kurutma ve yeniden granüle etme gibi bir dizi mekanik yöntem kullanılabiliyor. Fakat elde edilen ürünlerin kalitesi düşük olabildiği gibi yoğun bir emek gerektirdiği de açık.
Bir başka yöntem de organik geri dönüşüm. Bu yöntemle kompostlama gibi teknikler sayesinde plastiklerin karbondioksit, metan, su ve bazı organik kalıntılara dönüşmesi sağlanıyor. Fakat yalnızca biyolojik olarak ayrılabilen polimerlerde geçerli olması ise olumsuz bir faktör olarak değerlendirilebilir.
Kimyasal geri dönüşüm teknolojileri ise iş dünyasında özellikle son yıllarda küresel çapta ün kazanmış durumda. Sebebi ise diğer yöntemlere göre çok daha yüksek verimlilik ve ürün kalitesi sunması. Atığın kimyasal yapısını değiştiren bu teknolojiler hem inovasyon süreçleri hem de sürdürülebilir pazarlar konusunda çok daha fazla fırsat vadediyor.
Dünyadan İlham Veren Örnekler
Plastik geri dönüşümünde heyecan verici gelişmelerden biri Bath Üniversitesi tarafından ortaya kondu. Araştırmacılar oda sıcaklığında plastik atıkları geri dönüştürmek için hem hızlı hem de oldukça etkili bir yöntem geliştirildi. Buna göre kimyasal geri dönüşümle çinko bazlı bir katalizör ve metanol sayesinde plastik atıkları 20 dakikada parçalayıp bileşenlerine ayırarak çok çeşitli katma değerli ürünler üretmeyi başardılar.
Bir başka güzel haber de sürdürülebilir teknoloji ve inovasyon faaliyetleri yürüten Mura Teknoloji Şirketi’nden geldi. Hidrotermal yöntemle plastik atıkları geri dönüştürmeyi amaçlayan şirket, tesisini önümüzdeki yıl açmayı planlıyor. Proje sonunda ise atık konumundaki plastiğin buhar basıncı ve su ısısından faydalanarak saf haline dönüştürülmesi hedefleniyor. Ayrıca geri kazanılacak plastiğin gıda ile temas eden ambalajlarda da kullanılabileceği öngörülüyor.
SOCAR Türkiye Ar-Ge’den Öncü Proje!
Dünyaya, topluma ve çevreye duyarlı bir enerji şirketi olarak biz de ülkemizdeki geri dönüşüm potansiyelini güçlendirmeye ağırlık veriyoruz. Bu kapsamda harekete geçen SOCAR Türkiye Ar-Ge ve İnovasyon Merkezi’miz “Atık Poliolefinlerden Rafineri ve Petrokimya Girdisine Uygun Hammadde Geliştirilmesi” Projesi’ni devreye aldı. ODTÜ iş birliği ile gerçekleştirilen projede plastik atıkların kimyasal yöntemler kullanılarak petrokimya sektörüne uygun hammadde yaratılması için yüksek verimlilikte katalizör ve proses geliştirilmesi hedefleniyor.
Geliştirilecek olan katalizör ve süreç eşliğinde daha ılımlı koşullarda atık poliolefinlerin yüksek katma değerli ürünlere dönüştürülmesi mümkün olacak. Henüz faaliyetlerine devam edilen projeden elde edilecek çıktıların ise rafineri ve petrokimya süreçlerinde işlenerek birincil polimerlerin üretiminde hammadde olarak değerlendirilmesi sağlanacak.
Özetle söylemek gerekirse kimyasal geri dönüşüm sayesinde plastik atıklardan daha basit ve değerli moleküllerin elde edilmesi ve sektörlere hammadde girdisi sağlanması umut verici. Böylece plastik kirliliğinin olumsuz etkileri bir nebze olsun hafiflerken, döngüsel ekonomiyi destekleyen inovasyon fırsatlarının da önü açılmış olacak.